İstanbul Klasiklerle Buluşuyor başlığıyla duyurduğumuz 2022-2023 sezonunun repertuarının yeni oyunu Godot Geldi; Karadağlı yazar Miodrag Bulatović’in İrlandalı yazar Samuel Beckett’in “Godot’yu Beklerken”inden sonra ve ona “referans” olarak yazdığı bir oyun…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları, Miodrag Bulatoviçtarafından yazılmıştır Soysal’ı seviyorumTercüme eden, Ragıp Yavuzyöneten Godot Geldiile seyirciyi meşgul ediyor. Oyunun prömiyeri 5 Nisan 2023 Çarşamba günü saat 20:30’da Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi’nde yapılacak.
Godot Geliri; Fırıncı olarak…
Samuel Beckett, II. Dünya Savaşı sonrası Avrupa’nın bunalımlı günlerinde yazar Godot’yu beklemek. Bulatovic: “Godot gelseydi nasıl olurdu?” sorusunun cevabını 1966 yılına denk gelen Balkan coğrafyasının geçiş döneminin sancılı zamanlarında arar. Godot bir fırıncı olarak gelir. “Okuma yazma bilmem” diyen bir fırıncıdır. Un ve özgürlüğü vaaz ediyor. Ancak bir “kurtarıcı” bekleyen Vlardimir ve Estragon ile Luck ve Pozzo’nun Godot’ya yansıması farklı olacaktır. Godot’yu Beklerken’de Bulatovic’in Samuel Beckett’in kaldığı yerden kurduğu yeni dünya giderek bir distopyaya dönüşürken, bir tiyatro sahnesinde ya da bir bataklıkta geçen “oyun”, insanlığın değişmeyen gerçekliğini bir kez daha keşfediyor.
Olay bir bataklıkta geçiyor!
“Olay” bir bataklıkta geçiyor. Becket’in oyununda; Godot bekleniyor… Bulatović’in oyununda Godot bir fırıncı olarak geliyor… Beckett eserinde kavramlar üzerinden evrensel bir resital sunarken, Bulatović tematik yapıyı işlemiş olsa da karakterlerin yapısını değiştirerek ve yer, kısmen de olsa, daha çok “sembollere” yönelik… Tren, maymunlar, domuzlar, telgraf direkleri, postane, postacı kız, Beckett’te efendi-köle ilişkisinde Pozzo ve Lucky’nin yerini alan ve Elbette un çuvallarıyla gelen bir fırıncı her zaman mecazi sembollerdir. oyunda görünüyor…
Beckett ve Bulatović’te bekleyenler için değerli olan beklenen kişinin kim olduğu değil, beklemenin kendisidir… Bu durumda; “Godot Geldi”, kimliği tam olarak bilinmeyen bir “gelen”in, kesin olarak tanımlanmış bir “giden”e dönüşmesinin öyküsü diyebiliriz… Ve elbette bu öykü, ister istemez bu kişilerin kimliğini de ortaya çıkaracaktır. Godot’yu Beklerken”. İçin; “Önce biz alışkanlıklarımızı oluştururuz, sonra alışkanlıklarımız bizi biz yapar…” sözünü onaylarcasına, artık varoluşları sadece “beklemek” ile özdeşleşmiştir… Peki, sadece beklemek nasıl bir dönüşüm yaratır? Kişiliklerimiz de “bekleyen et”e dönüşerek çürümeye mi başlıyor? İşte Godot Came’in yanıt aradığı sorular bunlar…
“Kendimiz sindirdiğimizi yeriz!”
Oyunun yönetmeni Ragıp Yavuz, Godot Geldi’nin insanlarına baktığında yaşananların distopya kavramıyla anlatılabileceğini söylüyor:
“Tarihte olacak olan olur, nesnel şartların zorladığı gerçekleşir ve gerçeklere “eğer”lerle değer biçmek ve yargılamak mümkün değildir; Yargılanan, ödüllendirilen gerçekler değil, insanlar ve eylemlerdir.
Oyunu yönetirken “Godot Geldi”nin insanlarına ve maceralarına bu pencereden bakmaya çalıştım ve uçsuz bucaksız bir bataklıkta karşımıza çıkan koskoca bir “hiçliğin” kavramını “Dystopia”da bulduğunu gördüm. Öyle bir zaman ve öyle bir “coğrafya” ki, insanlar yaşayabilmek için (tabi buna yaşamak denilebilirse) ve kimsenin zorlaması olmadan sadece kendi dışkısıyla besleniyorlar… modül, dönüşüyor giderek derinleşen, yaşayan gerçeği sessizce çeken ve yutan feci ve “hastalıklı” bir bataklık… Distopya değilse nedir?
Dekor-kostüm tasarımı Eylül Gürcan’a, hareket düzeni Yasemin Gezgin Yavuzcan’a, aydınlatma tasarımı Murat Özdemir’e, efekt tasarımı Erhan Aşar’a; Nesrin Kadıoğlu’nun fotoğrafladığı oyunda Ali Mert Yavuzcan, Can Başak, Can Ertuğrul, Derya Çetinel, Meriç Benlioğlu, Murat Coşkunerrol alır.
Oyun, 5-8 Nisan, 12-15 Nisan ve 19 Nisan 2023 tarihlerinde Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi’nde olacak.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
